Hazıra Dağ Dayanmaz: Ankara ve İstanbul’un Gerçek Hikâyesi

Hazıra Dağ Dayanmaz: Ankara ve İstanbul’un Gerçek Hikâyesi

Efendim, sözün özü şudur: Hazıra dağ dayanmaz.
Bugün Ankara ve İstanbul’da yaşanan tam olarak budur.
31 Mart 2019’da iki büyükşehirde yönetim değiştiğinde yeni belediye başkanları, adeta bayiden çıkmış sıfır araç teslim aldı. Çünkü Ankara ve İstanbul; yaklaşık 25 yıl boyunca AK Parti’nin aralıksız yatırımlarıyla altyapısından ulaşım ağına, metrolarından yol projelerine kadar tıkır tıkır işleyen bir düzenin üzerine inşa edilmişti.
Ben o dönemde yakın çevreme hep şunu söyledim:
“Bu iki şehir, altına sıfır araç çekilmiş iki yeni başkana teslim edildi. Hiçbir şey yapmasalar bile yağını, suyunu değiştirip rutin bakımı yapsalar 10–15 yıl daha sorunsuz idare ederlerdi.”
Ama gelin görün ki, bu arabaya bakım yapılmadı.
Araç alkollü kullanıldı, sağa sola çarpıldı; çarptıkları yer tamir edilmedi.
Sonuç?
Bugün iki şehir de hurdaya çıkma noktasına geldi.
İstanbul: 16 Milyonluk Şehirde 4000 Kişilik “Sosyal Hizmet” Masalı
İstanbul’un hali perişandır. Belediyeyi yönetmesi gereken kişi, kendini makamlar üstünde konumlandırıp siyasetin zirvesine oynamayı tercih etti.
Bu süreçte:
•Birbiri ardına patlayan usulsüz ihaleler,
•Büyükşehir ve ilçe belediyelerinin soyup soğana çevrilmesi,
•Yanan otobüsler,
•Kilitlenen trafik,
•Durdurulan ya da toprak doldurulan metro hatları,
•16 milyonluk şehirde kent lokantası ambalajıyla yalnızca 4000 kişiye satılan 40 TL’lik yemeğin “çağ atlatan hizmet” gibi sunulması…
Ve finalde:
4000 sayfalık iddianame sonrası belediye başkanının hapiste olduğu bir İstanbul.
Bugün İstanbul’da yönetim umudu kalmamış, şehir adeta kendi kaderine terk edilmiştir.
Ankara: Çöken Asfalt, Rekor Su Fiyatı, Sıfır Metro ve Bitmeyen Skandallar
Ankara’da manzara farklı değil.
2019’da “53 km metro yapacağım” vaadiyle göreve gelen Mansur Yavaş, 2024’e gelindiğinde bu vaadi 52 km’ye düşürdü.
Ortada ne metro var, ne temel var, ne kazı var, ne proje var.
Ankara’da günün her saati trafik var.
Ankaralı Türkiye’nin en pahalı suyunu içiyor.
Altyapı çalışmaları tam bir skandal:
•“Üç günde bitiriyoruz” denilen sokak bir ay boyunca kapalı kalıyor.
•Etimesgut–Eryaman hattındaki cadde üç kez asfaltlanıyor,
•Çünkü her defasında asfalt çöküyor.
Milletin parası resmen çukura gömülüyor.
Üstelik skandallar bitmiyor:
•140 milyon adet alınan karton bardak,
•6 milyon kişilik ceset torbası ihalesi,
•Ebru Gündeş’in “69 milyona sahneye çıkmış gibi gösterilmesi”,
•Ve son skandal: 2 milyar 200 milyon TL’ye Hıdırlık Tepe’ye çakılan iki kazık!
Tüm bunları gündeme taşıyan tek kişi var:
Ankara Milletvekili Osman Gökçek.
Onun dışında ne bir ses çıkıyor, ne bir itiraz geliyor.
Bu suskunluk bile başlı başına düşündürücüdür.
İlk Beş Yılın Maskesi Düştü: Hazıra Dayananlar Sınıfta Kaldı
Ankara ve İstanbul’da ilk dönemde hizmet eksikliği çok hissedilmedi. Çünkü önceki belediye başkanları öyle büyük işler yapmıştı ki, 5 yıl hiçbir şey yapılmasa bile şehir yine idare ederdi.
Ama hazıra dağ dayanmaz.
Bugün geldiğimiz noktada elde avuçta bir şey kalmadı.
Trafik, altyapı, ulaştırma ve şehircilikte yaşanan krizler; 2019’dan beri tek bir kalıcı eser bile üretilmemesinin acı faturasıdır.
Vatandaşın Mesajı Net: Hayal Peşinde Koşmayı Bırakın, İş Yapın!
Bugün vatandaş çok net konuşuyor:
•Şehrini bırakıp başka şehirlerde miting yapan,
•Cumhurbaşkanlığı hayali kuran,
•Belediyeyi siyasi kampanya merkezine çeviren,
•Sosyal medya şovunu belediyecilik sanan
başkanlar görmek istemiyoruz.
İstediğimiz şey çok basit:
•İstanbul’da yanan otobüsler değişsin.
•Durdurulan metro hatları açılsın.
•Ankara’da çöken asfalt doğru düzgün yapılsın.
•Raylı sistemler genişlesin.
•2019 ve 2024 vaatleri yerine getirilsin.
•Şehirlerin başında gerçekten çalışan yöneticiler olsun.
İstanbul için belki artık çok geç.
Ama Ankara için hâlâ bir umut var.
Yeter ki:
Hayal tacirliğini bırakın, belediyeciliğe dönün.
Son Söz
Ankara ve İstanbul artık yolun sonuna geldi.
Bu iki büyük şehir, “şov belediyeciliği” ile daha fazla vakit kaybedemez.
Uyarımız nettir:
Sosyal medya gösterisini bırakın. Şehirlerinize sahip çıkın. Halkın parasını betona, kulelere, konserlere değil; kalıcı hizmetlere yatırın.
Saygılarımla.

Yazar