Bürokrasi, Liyakat ve İmtihanlarımız

Bürokrasi, Liyakat ve İmtihanlarımız

Bürokrasi, Liyakat ve İmtihanlarımız

Makine ve Kimya Endüstrisi’nin eski yönetim kurulu başkanlarından İsmet Sayhan’ın gözaltına alınma haberi, aslında yalnızca bir kişiyi değil; bürokrasinin geneline, savunma sanayiine ve devlet yönetim anlayışımıza dair üzerinde ciddiyetle düşünmemiz gereken pek çok meseleyi önümüze koyuyor.

Zira bu tür olaylar, bazı insanların para, makam ve kadın imtihanlarından nasıl sınıfta kaldığını acı bir şekilde ortaya koymaktadır.

Devlet Sırlarının Önemi

Elbette bu olayın özünde ne yaşandığını, hangi somut gelişmelerin olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Ancak bildiğimiz ve üzerinde durmamız gereken bir gerçek var: Bizim için devlet sırrı niteliği taşıyan, yabancıların eline geçtiğinde ülkemizin güvenliğini doğrudan tehlikeye sokabilecek bilgilerin korunması, her şeyden daha önemlidir.

Savunma sanayii gibi hayati alanlarda ya da büyük bütçelerin döndüğü kurumlarda görev alacak bürokratların seçiminde, yalnızca belli çevrelerin referansları değil, karakter, liyakat ve ülkeye bağlılık öncelikli ölçütler olmalıdır.

Toplumsal Ruh Sağlığına Etkisi

Unutulmamalı ki, böylesine sarsıcı gelişmeler yalnızca devletin güvenliği için değil, milletin ruh sağlığı için de ağır sonuçlar doğurur.

15 Temmuz gibi bir ihanet girişimini yaşamış bir toplumda, devletin en kritik kurumlarında görev alan bazı kişilerin menfaat uğruna ülkenin sırlarını satmaya kalkışması, toplumda travmatik etkiler yaratır. Hainlik; kimisi için ideolojik, kimisi için para ve menfaat, kimisi içinse kadın tuzaklarıyla karşımıza çıkıyor. Ama sonuç değişmiyor: Devlete ve millete ihanet.

Siyasete ve Bürokrasiye Düşen Görev

Bu noktada en büyük sorumluluk, referans makamında bulunan siyasi büyüklerimize düşmektedir. Naçizane tavsiyemiz şudur:

Ülkesini satmayacak, paraya pula, makama ya da kadın tuzağına yenilmeyecek, işini hakkıyla yapacak, ehliyet ve liyakat sahibi insanları tercih edin ve onlara kefil olun.

Çünkü sırf soyadı, aidiyeti veya yakınlığı sebebiyle yapılan tercihler, devletin bekasını ve milletin geleceğini tehlikeye atabilir. Unutulmamalı ki, âlimden zalim, zalimden de âlim çıkabilir.

Son Söz

Biz vatandaşlar olarak, bu tür olayların daha fazla yaşanmasını istemiyoruz. Milletimizi hem güvenlik hem de manevi açıdan yıpratan bu tür gelişmeler karşısında, tek beklentimiz devletin en kritik kurumlarının dürüst, omurgalı ve vatansever kadrolar tarafından yönetilmesidir.

Lütfen bizleri daha fazla üzmeyin.

Saygılarımla…

Not: Bu yazı, İsmet Sayhan’ın gözaltına alınmasından üç gün önce kaleme alınmıştır.

Yazar