Yapay Zekânın Doğuşu ve Tanımı
Yapay Zekânın ortaya çıkışı çok eski dönemlere dayanmaktadır. Çin, Mısır, Yunan efsanelerinde yüzyıllar öncesinde yapılan basit robotlardan bahsedilmektedir. Eski kaynaklarda, Abbasiler döneminin bilinen Kimyacısı El Cabir’in akıllı robotlar yaptığından söz edilmektedir. El Cezari’nin 1200’lü yıllarda yazdığı kitabındaki çizimlerde, mekanik saatlerin içerisinde el ve kollarını oynatıp müzik çalabilen küçük robotlar görülmektedir. İnsanların her dönem yapay zekâya sahip robotlar yapma arzusu, bahsedilen efsaneler ve geçmiş dönemlerde yapılan mekanik robot çalışmalarından da anlaşılmaktadır. İlk bilgisayarların 1940 yılında ortaya çıkışı ile akıllı robotların yapılabileceğine dair olan inanç daha fazla artmıştır (Akbulut, 2012). Yapay zekâ fikri gerçek manada ilk kez 1950 yılında İngiliz matematikçisi Alan Turing tarafından “Makineler düşünebilir mi?” sorusu ile ortaya atılıyor. Alan Turing’in 1950 yılında Mind dergisinde yayınlanan “Hesaplama Makineleri ve Zekâ” konulu makalesinde bilgisayarların düşünebilmesi fikrini ele almış ve makalesinde karşıt görüşleri dokuz ana başlıkta toplayarak yanıtlayan Turing, Yapay zekâ fikrinin yaratıcısı olarak tarihte yerini almıştır (Yağcı ve ark., 2005). Yapay zekâ terimi ise 1956’daki ilk uluslararası Dartmouth Konferansı’nda bilgisayar bilimcisi olan John McCarth tarafından oluşturuldu. Rus belgelerini hızlıca çevirebilmeleri için ABD hükümeti bilim adamları olan McCarthy ve Marvin Minsky’ye Yapay zekâyı geliştirmeleri için maddi kaynak verdi. Böylece Rusya ile olan soğuk savaştan güçlenerek çıkabileceklerdi (Mijwil, 2016). Yapay zekânın bugün kurucuları olan atfedilen çok değerli kişiler Minsky (MIT’de Yapay zekâ laboratuarının kurucusu), Claude Shannon, Nathaniel Rochester (IBM), Allen Newell (Amerikan Yapay zekâ Derneği’nin ilk başkanı) ve Nobel Ödülü sahibi Herbert Simon bu konferansta bir araya gelmiştiler (Doğan, 2002). Slage’ye göre, sezgisel çizeylemleme temelinde bir yaklaşımdır. Genesereth ve Nilsson’ a göre, doğadaki akıllı davranış üzerine bir çalışmadır. Ana hedefi, doğadaki mevcudiyetin akıllı tutumlarını yapay olarak meydana getirmeyi amaçlayan bir teorinin oluşturulmasıdır. Tesler’e göre ise yapay zekâ; şimdiye kadar gerçekleştirilemeyenlerdir. “Axe göre ise; akıllı programları hedefleyen bir bilimdir. Bu programlar aşağıdakileri yapabilmelidir. 1. İnsanın düşünmesini taklit ederek karmaşık problemleri çözebilmek. 2.Yorumları açıklayabilmek, yani bir durum karşısında kişiye yanıt verebilmek. 3.Öğrenerek uzmanlığını geliştirmek ve eski bilgilerini yenilerle uyumlu biçimde kullanarak bilgi tabanını genişletmek. Görüldüğü gibi, verilen her tanım kendi içinde doğru olmasına rağmen farklılıklarda içermektedir. Ayrıca (şu ana kadar yapılamayanlar) veya (bir akıl teorisinin) daha ayrıntılı açıklanması bizi, yeni kavramların hiyerarşik olarak tanımlanmasına götürmektedir (Nabiyev, 2012, s: 25-26).”
Kaynaklar
Prof. Dr. Ural Akbulut Kişisel Web Sayfası. Yapay Zekâ Bilim Dalının Atası John McCarthy [http://www.uralakbulut.com.tr/wp-content/uploads/2012/12/yapayzekâ.pdf]
YAĞCI T, GÖKÇE İ, BOZÜYÜK T, AKAR G. (2005). Yapay Zekâ Teknolojilerinin Endüstrideki Uygulamaları, İstanbul: Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Elektrik Programı, Tezi.
MIJWIL MM. (2016). Yapay Zekâ Nedir ? https://www.researchgate.net/publication/323292529_Yapay_Zeka_Nedir
DOĞAN A. (2002). Yapay Zekâ, 1.Baskı, Kariyer Yayıncılık.
NABİYEV VV. (2010). Yapay Zekâ: İnsan Bilgisayar Etkileşimi, 1.Baskı, Seçkin Yayıncılık