Petrol Fiyatındaki Düşüş Yenilenebilir Kaynaklarını Etkilemeyecek

Petrolün yenilenebilir enerji ile olan bağlantısı finans piyasasında rekabetten geçiyor. Yeni projeler geliştirilirken ve finansman aranırken, bu gelişmeleri sağlamak için sermaye sağlayan altyapı fonları doğal olarak en cazip finansal getiriler vaat eden projeleri tercih etmektedir. Son on yılda nispeten yüksek fiyatlar ve bir ulaşım yakıtı olarak eşsiz değeri ile, petrol araştırmaları, mali metriklerde defalarca yenilenebilir proje geliştirmeyi yenmiştir.

Sadece bir ay önce, şirketler ve yatırımcılar, fosil yakıtlara karşı toplumsal ve çevreci tepkiye rağmen yeni petrol ve doğal gaz projelerine yatırım yapmaya devam etmek için mali bir teşvike sahiptiler. Sadece birkaç hafta içinde, petrol fiyatlarındaki çöküş yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımları daha çekici görünmeye başladı.

Potansiyel petrol projelerinin gelirleri aniden %50’nin üzerinde düştü ve vadeli işlem sözleşmeleri şu anda yıl sonuna kadar fiyatlarda sadece ılımlı bir iyileşme gösteriyor. Piyasa, öngörülebilir gelecek için petrol fiyatlarının 40 $ / varil seviyesinin altında kalması beklentisiyle fiyatlandırıyor ve bu, son birkaç yıldır norm olan 55 $ + / varilden dramatik bir değişiklik.

Fiyatlar düzelse bile, ani dalgalanma, proje yatırımcılar üzerinde etkili olacaktır. Petrol piyasaları 1960’ların ortalarından beri tamamen rekabetçi bir pazara benzemiyor ve o zamandan beri, fiyatlar başta Suudi Arabistan olmak üzere OPEC üreticileri tarafından yapılan arzdaki ani ve öngörülemeyen değişikliklerden düzenli olarak etkilenmiştir. ABD’de son on yılda kaya petrolündeki artış, fiyatları etkili bir şekilde sınırladı ve OPEC’in fiyatlandırma gücüne karşı bir denge sağladı.

Avrupa Rüzgâr Enerjisi Birliği Başkanı Thomas Becker, “Haziran’dan bu yana düşen petrol fiyatları yenilenebilir enerjiye yapılacak yatırımları kesinlikle azaltmayacak” dedi. Petrol fiyatlarındaki düşüşün yenilenebilir enerji yatırımlarına olumsuz etki oluşturmayacağını belirten Becker, “Bu değişim Ukrayna krizi ile başladı, petrol fiyatlarındaki düşüş geçici. Ukrayna ve Rusya krizinde yaşanan olaylar da bu düşüşü devam ettirici etkiye sahip. Hazirandan bu yana düşen petrol fiyatları yenilenebilir enerjiye yapılacak yatırımları kesinlikle azaltmayacak” diye konuştu.

Ayrıca Türkiye’de rüzgâr enerjisinin düşen petrol fiyatlarına rağmen yaygınlaşacağını ifade eden Becker, “Türkiye’nin petrol ve doğalgaza olan bağımlılığını azaltmasının en karlı yolu, zengin rüzgâr enerji kaynaklarını etkin bir şekilde değerlendirilmesi olacaktır” diye konuştu. Becker, Türkiye’nin rüzgâr kaynaklarını etkin şekilde kullanabilmesi halinde ülkenin hem enerji bağımsızlığını sağlayacağını hem de enerji ihtiyacını temiz bir kaynaktan elde edeceğini sözlerine ekledi.

Yukarıda bahsettiğimiz durumların aksine yenilenebilir kaynakların arz riski yoktur ve öncelikle elektrik fiyatlarındaki dalgalanmalara maruz kalmaktadır. Bu doğal gazın fiyatı ile ilgili olduğu için, ABD’deki yatırımcılar gazın yerel bir pazar olduğunu bilerek rahat edecekler. ABD fiyatlarının Kuzey Amerika’daki arz ve talebin etkisiyle; sınırlı ihracat kapasitesi nedeniyle küresel pazarlara karşı arbitraj yapma yeteneği azdır. Bu nedenle, petrol fiyatları düştükçe, proje finansörleri dikkatlerini daha dayanıklı getiriler sunan yeni güvenli bahislere yöneltmeye başlamalıdır: rüzgâr, güneş ve benzeri kaynaklar gibi.

Yazan: Furkan DEMİREL
Düzenleyen: Esra Göztaş

 

Yazar