Enerji Güvenliği – 1
Enerji Milliyetçiliği
Enerji, en temel haliyle iş başarabilme kabiliyeti ya da kapasitesi olarak ifade edilmektedir. Enerjinin çok çeşidi mevcut olup mekanik, kimyasal, ısıl veya nükleer enerji bunlardan bazılarıdır (Yergin, 2006). Çağdaş toplulukların ekonomik olarak güçlenmesi, kalkınması, büyümesi ve sanayileşmesindeki artış enerji talebini doğru orantılı şekilde etkilemektedir.
Milliyetçilik, bir milletin sahip olduğu egemenliği, ideolojiyi, kültürü, çıkarlarını veya sahip olduğu kaynakları stratejik olarak kullanarak siyasi ve ekonomik bağımsızlığını elde etme çabasıdır (Fuchs, 2020). Genellikle ulusal kimliği ön planda tutma ve dışarıdan gelecek saldırılara karşı mücadele amacı taşımaktadır (Akıncı, 2014).
Enerji milliyetçiliğine gelince Bağdadioğlu (2009, s. 25), Avrupa Birliği (AB) içerisindeki tartışmalar ve yasal düzenlemeler üzerinden konuyu ele almaktadır. AB’nin uzun yıllar boyunca Rus şirketlere müdahale etmemesi enerjide dışa bağımlılığı artırmasının yanı sıra Rus oligarkların nüfuz alanı sağlamasına da olanak sağlamıştır. Bu kapsamda Brüksel, üretim, iletim, dağıtım ve arz faaliyetleri bağlamında hizmet alınan şirketlerinin menşeilerinin çeşitlendirilmesini önermektedir. Şimşek (2019, s. 113) ise Çin’in Latin Amerika’daki yatırımlarını inceleyerek merkantilist perspektifle değerlendirmektedir. Çalışmada Çin, küresel ekonominin lokomotifi olarak addedilmekte ve Latin Amerika’daki yatırımlarında karşılıklı bağımlılıktan ziyade realist perspektifle hareket ettiğine dikkat çekilmektedir. Bu konu ise araştırmacı tarafından enerji merkantilizmi kavramına eşdeğer olarak enerji milliyetçiliği şeklinde yorumlanmaktadır. İşeri ve Dilek (2012, s. 230), NATO’nun enerji milliyetçiliği sorunsalına 2010 yılı Kasım ayında dikkat çektiğine işaret ederek öncelikli bir güvenlik sorunu olarak incelemektedir. Araştırmacılar NATO’nun çıktılarını incelerken kavramı “kaynak milliyetçiliği” olarak ele almaktadır. Ayrıca etkinlik noktasında Türkiye’nin rolünün önemli olduğuna dikkat çekilmekle birlikte Karadeniz Bölgesindeki hareketliliğin ve Arap Baharının uzun vadeli etkilerinin dikkatle izlenmesini önermektedir. Milina’ya (2013, s. 76) göre enerji güvenliği kavramı 1970’lerden beri önemlidir. Ancak günümüzde enerji pazarında enerji milliyetçiliği, transit ülkelerin etkisi ve tüketim fazlası olan ülkelerin baskınlığı gibi parametreler ortaya çıkmıştır. Bu noktada enerji güvenliğinin sağlanması adına eski paradigmaların yerine yeni çalışmalar yapılması gerektiğine dikkat çekilmektedir.
Günümüzde enerji bir ülkeyi sadece güvenlik değil iktisadi, çevresel ve daha birçok yönüyle etkilemektedir. Bu durum enerji güvenliğinin sağlanmasına yönelik literatürdeki paradigmaları tartışmaya açmaktadır. Örneğin son yıllarda enerjiye çok bağımlı ülkelerde yaşanan fiyat ve arz yönlü dalgalanmalar toplumda neredeyse ontolojik güvenlik endişesine neden olacak noktaya gelebilmektedir. Araştırmalardan da anlaşılacağı üzere uluslararası örgütler bu noktada enerji güvenliğini sağlamak için enerji milliyetçiliği, kaynak ülkelerin durumu ve transit ülkelerin pozisyonları ile ilgili çok kapsamlı çalışmalar yürütmektedir. Bu sebeple önerilerin en dikkat çekeni, arz ve talep döngüsündeki her bir ana faktörün çeşitlendirilebilmesine imkân olup olmadığının araştırılmasıdır. Temel faktörlerin çeşitlendirilmesi enerjide bağımlılığı değiştirmese de güvenlik endişesinde azalmaya sebep olarak ulusal güvenliğe katkı sağlayacaktır.
Kaynaklar
Akıncı, A. (2014). Milliyetçilik Kuramları. Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 15(1): 131-150.
Bağdadioğlu, N. (2009). Avrupa Birliği Enerji Sektöründe Rekabet Politikasi: Brüksel’ın Yeni Önerileri ve Enerji Milliyetçiliği Meselesi. Cumhuriyet Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 33(1): 25-36.
Fuchs, C. (2020). Nationalism, Communication, Ideology. In Communication and Capitalism: A Critical Theory (C. 15, ss. 235–258). University of Westminster Press. https://doi.org/10.2307/j.ctv12fw7t5.14.
İşeri, E. ve Dilek, A. O. (2012). Yeni Enerji Jeopolitiğinde NATO’nun Enerji Güvenliğinde Tamamlayıcı Rolü ve Türkiye’nin Potansiyel Katkıları. Gazi Akademik Bakış, 5(10): 229-248.
Milina, V. (2013). Energy Security: A Paradigm Shift. Connections, 12(4): 75–98. http://www.jstor.org/stable/26326342.
Şimşek, O. (2019). Çin’in Merkantilist Enerji Politikaları ve Latin Amerika’daki Yansımaları. Akademik Araştırmalar ve Çalışmalar Dergisi (AKAD), 11(20): 106-115.
Yergin, D. (2006). Ensuring Energy Security. Foreign Affairs, 85(2): 69–82. https://doi.org/10.2307/20031912.