Enerji Güvenliği – 3

Enerji Güvenliği – 3

Kritik Enerji Altyapısı

Enerji, günümüz toplumlarının sürdürülebilirliği ve kalkınması için kritik öneme sahiptir. Elektrik hatları, petrol ve doğalgaz boru hatları, nükleer santraller, güneş panelleri veya rüzgârgülü gibi kritik enerji altyapıları, ulusal güvenlik, iktisadi kalkınma ve kamusal sürdürülebilirlik açısından büyük öneme sahiptir (Yergin, 2003). Kritik enerji altyapılarının korunması, siber saldırılar, doğal felaketler ve terörizm karşısında uluslararası güvenlik stratejilerinin önemli bir parçası haline gelmiştir. Araştırmada, kritik enerji altyapısının tanımı, önemi ve tehditlere yönelik önlemlerden bahsedilmektedir.

Kritik enerji altyapıları, bir ülkenin enerji talebini karşılayan, ulusal güvenlik açısından stratejik öneme sahip olan ve uluslararası güvenliği riske atabilecek üretim-iletim-dağıtım süreçlerini kapsamaktadır (Collins, 2016). Avrupa Komisyonu (2006) kritik altyapıyı, “bir devletin ve toplumun işleyişi için gerekli olan ve bozulması durumunda önemli sosyal ve ekonomik aksamalara yol açabilecek sistemler” olarak tanımlamaktadır.

Bu altyapılar, enerji arz güvenliği bağlamında ele alındığında daha önemli hale gelmektedir. Küreselleşen piyasa ekonomisinde arz yönlü yaşanabilecek aksaklıklar, sadece bir ülkeyi değil birçok bölgeyi etkileyebilmektedir. Örneğin, 2021 yılında başlayan Rusya-Ukrayna Savaşının kritik enerji altyapılarındaki dağıtım hatlarına zarar vermesi ve iletim hattındaki yaşanan aksaklıklar Avrupa’da ciddi bir enerji krizine yol aşmıştır (IEA, 2022). Bu bağlamda enerji üretim, iletim ve dağıtım unsurlarına yönelik tehditlerin ülkelerin ulusal güvenliğinin yanı sıra uluslararası güvenliğini de riske attığı söylenebilir. Olası tehditlerin neler olabileceği hususu ise şu şekilde örneklendirilebilir:

  • Fiziksel Saldırılar: Terör örgütleri veya düşman devletler tarafından gerçekleştirilen sabotajlar (Lewis, 2014).
  • Siber Tehditler: Özellikle dijitalleşen enerji şebekeleri, fidye yazılımları ve devlet destekli saldırılar nedeniyle risk altındadır (Slay ve Miller, 2007).
  • Doğal Afetler: Depremler, kasırgalar ve seller gibi doğal felaketler enerji altyapısını tahrip edebilir (Zimmerman, 2011).
  • Ekonomik ve Politik Riskler: Uluslararası enerji arz zincirinde yaşanan krizler, ülkeleri enerji güvenliği açısından zor durumda bırakabilir (Yergin, 2003).

Kritik enerji altyapılarının korunmasında ise ulusal ve uluslararası düzlemde birçok politika geliştirilmektedir. Bunlar arasında; askeri ve özel güvenlik unsurlarından faydalanılması, gelişmiş siber güvenlik uygulamaları, doğal felaketlere karşı özel eylem planları ve uluslararası örgütlerden faydalanılması gibi bir dizi politika kanalı kullanılmaktadır (Zimmerman, 2011; IEA, 2022). Özetle, kritik enerji altyapıları günümüz toplumlarının sürdürülebilirliği için temel bir unsurdur. Kritik enerji altyapılarını stratejik yönüyle güçlü kılan durum enerji arz güvenliği konusudur. Enerjinin, üretim hattında sekteye uğraması birçok durumda ulusal ve uluslararası krizlerin oluşmasına sebep olmaktadır. Bu sebeple bu altyapıların stratejik güvenlik konseptine dahil edilerek önlemlerin tasarlanması kritiktir.

 

Kaynakça

Collins, G. (2016). Critical Infrastructure Protection in the Energy Sector. Energy Policy Journal, 45(2), 101-119.

International Energy Agency (IEA) (2022). World Energy Outlook 2022. https://www.iea.org/reports/world-energy-outlook-2022 (E.T: 7 Nisan 2025).

Lewis, T. G. (2014). Critical Infrastructure Protection in Homeland Security: Defending a Networked Nation. Wiley.

Slay, J. ve Miller, M. (2007). Lessons Learned from the Maroochy Water Breach. International Journal of Critical Infrastructure Protection, 1(3), 38-50.

Yergin, D. (2003). Petrol, Para ve Güç Çatışmasının Epik Öyküsü. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Zimmerman, R. (2011). Critical Infrastructure and Interdependency Challenges. Journal of Homeland Security and Emergency Management, 8(1), 1-23.

 

Yazar